Değerli Alevice okurları, bu yazı Ankara’da 15 - 16 Mayıs 2013 tarihinde düzenlenen 2. Büyük
Alevi Kurultayı sonrası kaleme alınmıştır.
Cumhuriyetin her döneminde olduğu gibi,
AKP döneminde de Alevi düşmanlığı şiddetini daha da artırarak devam ediyor.
Hazırlanan tezgahlar bir bir uygulamaya alınıyor.
Sırası ile önce Alevilerin evleri işaretleniyor, kürsülerden Alevi
siyasetçiler aşağılanıyor, okulların imam hatipleştirilmesi yoluyla Alevi
çocuklar asimilasyona çalışılıyor, Asker içindeki tek suçu Alevi inancı olan
personel ayıklanıyor. Sonuç olarak Alevi olmak, devletin bütün kurumlarında
ayrımcılığa uğramanın temel gerekçesi sayılıyor.
Tüm bu yaşananların ardından son tezgah ise, Suriye meselesi.
Radikal İslamcı çevrelerin Alevileri hedef alan diline eşlik eder biçimde AKP
ve hükümet yetkililerinin "PKK içinde barış istemeyen Aleviler",
"Suriye'deki Alevi azınlık diktatörlüğü" gibi gerçeklikle bağdaşmayan
söylemleriyle, Suriye’deki mezhepsel gerilim artırılarak Türkiye’ye taşındı.
Bunun için gizli, aleni planlar yapılarak Arap ve Anadolu Alevileri hedef
tahtası haline getirildi. Reyhanlı’da olan olayda bu oyunun bir parçası idi
ancak bu sefer işleri planlandığı gibi gitmedi. Nasıl olduysa halk galeyana
gelmedi ama bu durum içinize su serpmesin. Çünkü ilk fırsatta bu kirli oyunlar
tekrar sahneye konulacaktır.
Önceki haftasonu Ankara'da düzenlenen kurultayda ortaya konulan,
“yönü özgürlüklere ve barışa dönük”, sola daha yakın duran Alevi hareketi,
Kemalizm ve CHP’nin etkisinden kurtulabilir, kendisini soyutlayabilirse, işte o
zaman demokratik mücadele kanallarının açılmasında önemli bir rol oynayabilir
ve AKP karşısında en ciddi muhalefet olabilir.
17 Mayıs 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.