AKP'nin danışmanı İbrahim Dalmış’ın, dün Twitter ortamında attığı mesajında, birileri ile görüşebileceğini bildirerek
ancak Taksim Platformu temsilcileri ile görüşmek için iki şartı olduğunu,
bunların içinde "Alevi ve sol örgüt (parti) üyesi olmayacak" diyerek
AKP’nin kin, nefret ve ayrımcılık içeren zihniyetini ortaya koymuştu. Buradan
anlıyoruz ki AKP faşizmine karşı, bir bütünlük içinde taleplerini dile
getirenleri, muhalif olanları ayrıştırmak için planlar yapılıyor.
Dolayısıyla bugüne kadar tehdit altında olan sol ve sosyalist partiler, Aleviler, bağımsız yayın organları ve tüm muhalif gruplar bugünden itibaren daha da yoğun bir biçimde tehdit altındadırlar.
Polisin bu sabah saatlerinde Gezi Parkındakilere “içinizdeki marjinalleri atın” diyerek, sivil polislerle birlikte Taksim Gezi Parkında, provokasyonlara başladığına bir kez daha şahit oluyoruz. Sivil polislerin attıkları taş ve molotof kokteylleri “direnişçiler attı” denilerek, sivil polisler tarafından yapılan provokatif taşkınlıkların görüntülerini birçoğunu sosyal medyadan izliyoruz. Vatandaşlar tarafından da şahit olunan dehşet verici polis müdahalelerini, yandaş basın ve televizyon kanalları aracılığı ile çarpıtarak, halka yansıtmaları ve yaptıklarını “direnişçiler yapıyor” yalanını yayarak, bu sabah SDP (sosyalist demokrasi partisi) İstanbul il örgütü binasına polisin gaz bombalarıyla saldırdığını, kapıların balyozla kırılıp içeriye girildiğini, orada bulunanların gözaltına alındıklarını öğrenmiş bulunuyoruz.
AKP, kendi yanlışlarını kamufle etmek, halkın haklı direnişini kırmak için Alevi - Sünni, sağcı - solcu gerginliği yaratmaya çalışıyor. Ülkeyi kaosa sürükleyecek bu olaylar karşısında dikkatli olmalı ve oyuna gelmemeliyiz. Bunu Suriye meselesi ile ilintili olarak Reyhanlı’da denedi ancak başaramadılar. Yapılacak olan 3. köprüye Yavuz Sultan Selim adını koyma isteği ile kendi kesimine verdiği şeriat sinyallerinin oluşturduğu rahatsızlık sonrasında bu düşüncelerini gerçekleştirmek için daha büyük provokasyonlar yapmaya başlıyorlar. Alevilerin yoğun yaşadığı yerlerde, polisin Akp yandaşları ile birlikte nasıl provokasyon yapabileceğini düşünmek dahi istemiyoruz. Anlaşılacağı gibi bundan böyle Alevilere, Sol görüşlülere, Demokratlara, aydınlara, sanatçılara, demokrasi savunucularına, şeriata karşı olanlara alenen devlet eliyle saldırılar başlamıştır. Bu sebeplerle, yaşanılanlardan da dersler çıkararak can güvenliği için, acilen gerekli olan tedbirlerin alınması elzemdir.
Taksim direnişinde açıkça görüldü ki artık halk, yıllardır uygulanan yanlış politikalara ve ayrıştırmalara prim vermeyecek. Yapılan bu ayrıştırmaların kimlerin işine yaradığı, aklıselim vatandaşlar tarafından anlaşılmış durumdadır. Dolayısıyla her siyasi görüşten, her etnik kökenden, her inançtan insanlar bugüne kadar yapılan haksızlıklara, yalanlara, dolanlara karşı onurlu bir direniş sergiliyorlar. Taksim bir kıvılcımdı, bundan böyle tüm demokrasi güçlerinin bu kıvılcımı, omuz omuza tüm yurtta direnerek geliştirmesi gerekir.
Sessiz kalanların da, bu haklı direnişi sahiplenmesi umuduyla…
Dolayısıyla bugüne kadar tehdit altında olan sol ve sosyalist partiler, Aleviler, bağımsız yayın organları ve tüm muhalif gruplar bugünden itibaren daha da yoğun bir biçimde tehdit altındadırlar.
Polisin bu sabah saatlerinde Gezi Parkındakilere “içinizdeki marjinalleri atın” diyerek, sivil polislerle birlikte Taksim Gezi Parkında, provokasyonlara başladığına bir kez daha şahit oluyoruz. Sivil polislerin attıkları taş ve molotof kokteylleri “direnişçiler attı” denilerek, sivil polisler tarafından yapılan provokatif taşkınlıkların görüntülerini birçoğunu sosyal medyadan izliyoruz. Vatandaşlar tarafından da şahit olunan dehşet verici polis müdahalelerini, yandaş basın ve televizyon kanalları aracılığı ile çarpıtarak, halka yansıtmaları ve yaptıklarını “direnişçiler yapıyor” yalanını yayarak, bu sabah SDP (sosyalist demokrasi partisi) İstanbul il örgütü binasına polisin gaz bombalarıyla saldırdığını, kapıların balyozla kırılıp içeriye girildiğini, orada bulunanların gözaltına alındıklarını öğrenmiş bulunuyoruz.
AKP, kendi yanlışlarını kamufle etmek, halkın haklı direnişini kırmak için Alevi - Sünni, sağcı - solcu gerginliği yaratmaya çalışıyor. Ülkeyi kaosa sürükleyecek bu olaylar karşısında dikkatli olmalı ve oyuna gelmemeliyiz. Bunu Suriye meselesi ile ilintili olarak Reyhanlı’da denedi ancak başaramadılar. Yapılacak olan 3. köprüye Yavuz Sultan Selim adını koyma isteği ile kendi kesimine verdiği şeriat sinyallerinin oluşturduğu rahatsızlık sonrasında bu düşüncelerini gerçekleştirmek için daha büyük provokasyonlar yapmaya başlıyorlar. Alevilerin yoğun yaşadığı yerlerde, polisin Akp yandaşları ile birlikte nasıl provokasyon yapabileceğini düşünmek dahi istemiyoruz. Anlaşılacağı gibi bundan böyle Alevilere, Sol görüşlülere, Demokratlara, aydınlara, sanatçılara, demokrasi savunucularına, şeriata karşı olanlara alenen devlet eliyle saldırılar başlamıştır. Bu sebeplerle, yaşanılanlardan da dersler çıkararak can güvenliği için, acilen gerekli olan tedbirlerin alınması elzemdir.
Taksim direnişinde açıkça görüldü ki artık halk, yıllardır uygulanan yanlış politikalara ve ayrıştırmalara prim vermeyecek. Yapılan bu ayrıştırmaların kimlerin işine yaradığı, aklıselim vatandaşlar tarafından anlaşılmış durumdadır. Dolayısıyla her siyasi görüşten, her etnik kökenden, her inançtan insanlar bugüne kadar yapılan haksızlıklara, yalanlara, dolanlara karşı onurlu bir direniş sergiliyorlar. Taksim bir kıvılcımdı, bundan böyle tüm demokrasi güçlerinin bu kıvılcımı, omuz omuza tüm yurtta direnerek geliştirmesi gerekir.
Sessiz kalanların da, bu haklı direnişi sahiplenmesi umuduyla…
Alevi Nefesi
Orantısız Bir Soru
YanıtlaSilGezi parkı eylemlerinde tutuklanan Erdal Kozan'dan hakime '' masumane '' bir soru;
- Arama kararında 9 örgüt var. Hangi örgüt üyesi olduğumuz belirtilmemiş. Örgütü siz mi seçiyorsunuz yoksa biz mi beğeniyoruz?