Kendini T.C’nin sultanı (Halifesi), vatandaşları da kendi kulu zanneden Tayyib
Erdoğan son sözünü söyledi. Demokratik hiçbir ülkede olmayan %10’luk Seçim
barajları indirilmeyecek dedi. Ve kendinden olmayanlar için ise “çalışıp
kazansınlar” dedi.
AKP’nin daha evvelki seçimlerde Darülaceze’den akli melekeleri yerinde
olmayan yaşlı insanları getirtip kendilerine oy kullandırtmalarını ve hatta
ölmüş insanların bile oy kullandıklarını gördük ve duyduk. Uyap sistemi ile
yapılan seçimlerdeki oy tasnif sisteminde hile yapıldığı kendilerine ekstradan
%10 daha fazla oy çıkarttıklarını da biliyoruz. Önümüzdeki seçimlerde Suriye’den
getirdiklerini de T. C. vatandaşlığına geçirip kendilerine oy deposu olarak
kullanacakları da aşikardır. Hükümet olmanın avantajıyla her günahı,
haksızlığı, üçkağıtçılığı mubah sayıp kendi lehlerine kullanıyorlar. Memlekette
Amiri, memuru, valisi kim varsa onların hepsi de zaten kendi adamları.
O zaman demek oluyor ki bizler kendi geleceğimiz için çalışmak zorundayız.
Hem de onlardan daha çok çalışmak zorundayız.
Eğer AKP hükümetinin değişmesini gerçekten istiyorsak o zaman herkes taşın
altına elini koymalı. Seçim zamanı gelmeden, ikamet adresleri doğru olarak
tespit ettirilmeli. Seçim zamanı tatile gitmek, yan gelip yatmak, “bana ne”
demek yok. Herkes kendi bölgesinde en az Akp’liler kadar çalışmalı.
Biliyoruz ki sadece seçim günü gidip oy vermek yetmiyor, bunun yanında oylara
sahip çıkmak gerekiyor.
Tüm sol sosyalist ve ilerici partiler bir araya gelip her seçim bölgesinde müdahale
ekipleri oluşturmalı, bu ekipler sandıklara sahip çıkmalı. Sandık kurulundaki
parti temsilcileri en ufak şüphede müdahil olmalı eğer bir yolsuzluk varsa
tutanak tutturulmalı. Video çekimi yaparak mevcut durumu kayıt altına almayı
ihmal etmemeli. Seçim sandıklarında görevli olacak arkadaşlarımızın uyanık kalması
ve bizim de onlara destek olmamız lazım. Vakti olan herkesin sandıklar gidene
kadar oy verme mahallini terk etmemeli.
28 Haziran 2013
Ezilmekten kurtulan aşağılık bir insan,
YanıtlaSilbu kez başkalarını ezmeye başlar.
Fyodor Dostoyevski