Bu iktidara ve faşizan baskılarına karşı durmak için ne Türk olmaya, ne Kürt olmaya, ne Alevi olmaya, ne Sünni olmaya, ne Atatürkçü olmaya, ne Milliyetçi olmaya, ne o olmaya ne de bu olmaya gerek yok. Sadece insan olmanın erdemiyle, her türlü despotizme haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı durarak;
Bu direniş, “hepimizin ortak direnişidir” diyebilen halkın olmalıdır.
Bu direniş, bugüne kadar hakları gasp edilenlerin tüm hak ve özgürlüklerini kazanma mücadelesine katkı sunmalıdır.
Bu direniş, borçla doğan çocuklarımızın çalınan geleceğini kurtarma direnişi olmalıdır.
Bu direniş bizden onlardan demeyip Kürt, Türk, Alevi, Sünni diye ayrıştırmadan, bugüne kadar ötekileştirilenleri anlayarak (Alevileri, Kürtleri ve diğer azınlıkları) tüm ezilenlerin, yok sayılanların eşit birer yurttaş olarak anayasal güvenceye kavuşması için olmalıdır.
Bu direniş, 12 Eylül faşist cuntasının dikte ettiği anayasayı tümden değiştirmek için olmalıdır.
Bu direniş, antidemokratik olan %10’luk seçim barajının kaldırılması ve herkesin inandığı partiye oy verme hakkını kazanma direnişi olmalıdır.
Ve bu direniş, emekçi halk kitlelerinin hakkını gözetmek olmalıdır.
Bu direnişe dar bir çerçeveden bakarsak sonuç alamayız. Bu direniş halkın tümünü kapsarsa ve birlikte omuz omuza yapılırsa anlam kazanır.
Bu direnişin evrimleşerek devrimleşmesini istiyorsak dar kalıplar içinde tutmamalıyız. Unutulmasın ki, kıvılcımı yakanların, direnişi başlatanların sosyalist devrimciler olduğu da gözardı edilmemesi gereken bir gerçektir.
Asıl mesele gerçek bir demokrasi talebinde bulunmak, bulunurken de bundan sonra gelecek iktidarlara halkın uyandığını ve uyandığında neler yapabileceğini göstermek olmalıdır.
Alevi Nefesi
Bu direniş, “hepimizin ortak direnişidir” diyebilen halkın olmalıdır.
Bu direniş, bugüne kadar hakları gasp edilenlerin tüm hak ve özgürlüklerini kazanma mücadelesine katkı sunmalıdır.
Bu direniş, borçla doğan çocuklarımızın çalınan geleceğini kurtarma direnişi olmalıdır.
Bu direniş bizden onlardan demeyip Kürt, Türk, Alevi, Sünni diye ayrıştırmadan, bugüne kadar ötekileştirilenleri anlayarak (Alevileri, Kürtleri ve diğer azınlıkları) tüm ezilenlerin, yok sayılanların eşit birer yurttaş olarak anayasal güvenceye kavuşması için olmalıdır.
Bu direniş, 12 Eylül faşist cuntasının dikte ettiği anayasayı tümden değiştirmek için olmalıdır.
Bu direniş, antidemokratik olan %10’luk seçim barajının kaldırılması ve herkesin inandığı partiye oy verme hakkını kazanma direnişi olmalıdır.
Ve bu direniş, emekçi halk kitlelerinin hakkını gözetmek olmalıdır.
Bu direnişe dar bir çerçeveden bakarsak sonuç alamayız. Bu direniş halkın tümünü kapsarsa ve birlikte omuz omuza yapılırsa anlam kazanır.
Bu direnişin evrimleşerek devrimleşmesini istiyorsak dar kalıplar içinde tutmamalıyız. Unutulmasın ki, kıvılcımı yakanların, direnişi başlatanların sosyalist devrimciler olduğu da gözardı edilmemesi gereken bir gerçektir.
Asıl mesele gerçek bir demokrasi talebinde bulunmak, bulunurken de bundan sonra gelecek iktidarlara halkın uyandığını ve uyandığında neler yapabileceğini göstermek olmalıdır.
Alevi Nefesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.