12 Temmuz 2013 Cuma

Gezi Parkı ile Oluşan Sinerji

Gezi Parkı’ndan başlayarak, ülkenin dört bir köşesine dalga dalga yayılan ve bugüne kadar yaşanmamış derecedeki kitlesel direniş, bize şunu gösteriyor; Bu isyan, ta Osmanlı’dan günümüze, devletin otoriter, baskıcı zihniyetine ve son 10 yıldır da AKP Hükümeti'yle tavan yapan faşizan baskılara ve devlet terörüne, “artık yeter” diyen halkın isyanıdır. Devletin bugüne kadar halkları ve inançları yok sayarak, ayrıştırarak, ötekileştirerek, aşağılayarak, birbirlerine düşman eden, “böl, parçala, yönet” anlayışına ve tek tipçi politikalarına karşı halkın başkaldırışıdır.

Devlet erki (Başbakan) başkaldıranları “marjinal grup, çapulcu, vatan haini” ilan ederek, arkasında dış mihrak ve faiz lobisi olduğu iddiasıyla polis gazıyla, tomasıyla yer yer gerçek silahla plastik mermilerle, yer yer sopayla, genç, yaşlı, kadın, erkek, çocuk demeden direnenleri öldüresiye dövdüler. Beş gencimizi öldürdüler, 15 gencin gözünü kör ettiler, gaz bombaları yağdırdılar ve binlerce yaralının tedavi olmaması için ellerinden geleni yaptılar. Ardından ”cadı avı” başlatılarak sosyal medya üzerinde yazdıkları mesajları bile suç delili olarak kabul ettiler. Gözaltına aldıklarına ise insanlık dışı muamele etmekten hiç çekinmediler.

Devlet bunları yaparken, suya sabuna dokunmayan, insanların birbirine kenetlenmesini anlayamayan, sokaklardan bihaber kimileri ise, bugün direniş gösteren gençlerin bir çoğunu “biz 20 sene, 30 sene evvel bir sürü haksızlığa maruz kaldığımızda neden yanımızda değildiniz” diye haksızca suçluyorlar. Unutulmasın ki, bu onurlu mücadeleyi verenlerin çoğunluğu bugün 20’li yaşlardadır. Ülkede insanlar 20, 30 yıl evvel haksızlıklara maruz kalırken bu gençlerin çoğu dünyaya bile gelmemişlerdi, geldiyseler de henüz bebek yaşlarındaydılar. Bugün Twitter ve Facebook gibi sosyal medya ağları sayesinde birbirimizden haberdar olabiliyoruz. Bundan 15-20 sene önce sosyal medya diye bir şey var mıydı ki insanlar birbirilerinden doğru dürüst haberdar olabilsinler? Bir de Gezi olaylarından da daha iyi anlaşılıyor ki, satılmış basın her zaman olduğu gibi bugün de iktidarın maşasıdır. O nedenle gerçekleri halka hiç yansıtmadılar ya da yanlı yansıttılar. Onun içindir ki, ülkede ilk defa oluşan bu ruhu ve sinerjiyi, sudan bahanelerle heba etmeyelim. Ön yargılarımızı kaldırıp çöpe atmalım, birbirimizi tanımaya ve anlamaya özen gösterelim. Birbirimizi anlamazsak, dinlemezsek bir adım dahi ileri gidemeyiz.

Bu isyanda çevreciler, aydınlar, demokratlar, laikler, inançlılar, inançsızlar, ateistler, Kürtler, Aleviler, işçiler, köylüler, işsizler vb. gibi sistemin gazabına uğrayan her kesimden insan var. Bugüne kadar yan yana gelmeyen bu gruplar, geçmişe sünger çekerek, “neden falanca zamanda yanımızda yoktunuz” diye sitemler etmeden, beyaz bir sayfa açmalı ve bir safta, başta Akp faşizmi olmak üzere devletin uyguladığı her türlü haksızlığa, şovenizme, ırkçılığa, ayrımcılığa ve anti demokratik tüm uygulamalara “bizden, onlardan” demeden karşı durulmalıdır. Ancak bu şekilde hedeflenen gerçek bir demokrasiye, eşit hak ve özgürlüklere ulaşabiliriz.

Kimlik ve inançlara saygı göstererek, aynı zamanda tüm hak ve hukukları gasp edilenlerin haklarını savunarak, otoriter devlet egemenliğine karşı özgür bireyler olarak, bu güzelim ülkemizde, eşit ve kardeşçe yaşamayı öğrenmeliyiz.

“Ya hep beraber ya da hiçbirimiz.”

12 Temmuz 2013

Alevi Nefesi

2 yorum:

  1. Vicdan hatırladıkça hiçbir suç unutulmaz.

    Jean Paul Sartre

    YanıtlaSil
  2. Bir şeyi keşfetmek istiyorsan,
    tamamıyla önyargısız olmak zorundasın.

    Osho

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.