23 Haziran 2013 Pazar

Aleviler Partileşmeli

Aleviler, bugüne kadar hep haksızlığa, zulme ve katliamlara maruz kalmasına rağmen hala çözüm için hiçbir adım atmamıştır. Mecliste kendilerine ait bir siyasi parti olmadığı için Alevilerin haklarını savunması bakımından CHP’den medet ummaktadır.
Oysa bu büyük bir yanılgıdır. Aleviler AKP’nin yalan siyaseti, CHP ve MHP’nin inkarcı ve imha siyasetleri arasında bir tercih yapmak zorunda değildir. Asimilasyonun biçimleri arsındaki fark, yanlışın yanlışla beslenmesidir. Alevilik, doğru yerde durabilmektir. Yanlışla, başka bir yanlış düzeltilmez. Yanlışlar doğrularla düzelir. O zaman Aleviler kendi doğrularıyla var olmak zorundadır. Cumhuriyetin kuruluşundan buna yana Aleviler devamlı yok sayıldılar, inkar edildiler. Var olan siyasi partiler (CHP) ise, Alevileri sadece seçim zamanlarında hatırlayıp kendilerine oy deposu olarak gördüler.

Egemenler ve devlet erkini elinde bulunduranlar, asla bilinçlenmiş ve düşünme yetisine sahip, sorgulayan bir toplum istemezler. Bu yüzden sürekli olarak düzmece bir yaşam, din, medya ve eğitim yoluyla halkı kasıtlı olarak kendi düşünceleri konusunda yönlendirip, uyutmaya çalışırlar. İlgiyi dağıtmak, toplumsal duyarlılığı yok etmek ve her şeyden habersiz bırakmak isterler. Gerçekten de bu işi iyi yaparlar. Güç kimin elindeyse sistemi hemen kendi istediği çarka göre çevirmeye çalışır. Kimi bunu dini kullanarak, kimisi ise ırkçılık yaparak insanları zehirlemeye devam eder. Amaçları sağlıklı bir toplum oluşturmak, hak ve özgürlük konusunda eşitliği sağlamak yerine nedense hep kendi çıkarları için başta adaleti yanıltmak ve haklara tecavüz etmek olur.

Son 11 yıllık AKP iktidarı döneminde Alevilere yapılan dolaylı baskılar ise günden güne artmaktadır. Son olarak yapılması planlanan 3. köprüye verilmesi düşünülen isim ve buna benzer verebileceğimiz birçok örnek gibi Alevilere sürekli baskı ve sindirme politikası uygulanmaktadır. Bu insanlık dışı tavırlara maruz kalmamak için Aleviler acilen kolları sıvamalıdır.

Cehennemin en karanlık yerleri,buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır.  
Dan Brown 

Yapılacak ilk oluşum, Alevilerin hakkını savunmanın yanı sıra tüm ezilenlerin işçinin, emekçinin, köylünün, işsizin, emeklinin, dar gelirlinin, Kürtlerin, Ermenilerin, Rumların, Süryanilerin, Lazların, vb. gibilerin hak ve hukuklarını savunan, ileri demokrasi mücadelesinde diğer demokrasi güçleriyle birlikte dik durabilecek, geniş halk kitlelerinin sesi olabilecek milliyetçi (ırkçı) olmayan, evrensel insan hakkını, sosyal adaleti savunan siyasi bir parti kurulmalıdır. Unutulmamalıdır ki, hak verilmez alınır.

Diğer yandan örgütlenmemiş hiçbir varlığın güç haline dönüşemeyeceğinin bilincine varılmalı, bu nedenle Aleviler tek bir çatı altında örgütlenmelidir. Bu örgütlenme biçimi içinde her Alevi, kültürü ve inançları konusunda azami bilgilendirilmelidir. Kendi inanç ve kültürlerine, kutsal saydığı her mekana sahip çıkmayı, hiçbir güce ezdirmeme şuuru ile donatılmalıdır. Korkmadan, sinmeden, asimile olmayı kabul etmeden birlikten güç doğacağını, birlikte mücadeleyi öğrenmelidir. Ve sözlerimi değerli şairimizin bir şiiri ile noktalıyorum.

Uyan ey köşem bucağım 
Kırıkkolum, iğriboynum, sağırkapım, dilsizim 
Vaktidir direnmenin; 
Vaktidir şimdi...   
Hasan Hüseyin Korkmazgil

23 Haziran 2013

Alevi Nefesi

1 yorum:

  1. Ortamın kirliliğine, partilerin alevilerin sorunlarına eğilmeyişlerine bakıp "Aleviler Partileşmelidir" demek, hiç de Alevilerden yana olmayan bir yoldur. Bunu arada bir öne sürenler, şayet kötü niyetli değillerse, siyaset zayıflığı taşıyorlardır, en iyimser bakışla. Bu girişimler ve çağrılar(Aleviler için) bir tuzaktan başka anlam taşımazlar. Partilerin etnisite ya da din eksemli olması, hep eleştirdiğimiz karşıt örgütlere (partilere) bir öykünme içerir, en iyimserinden... (İsmail Yıldırım)

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.