“ilk önce günlerin adını öğrenmeli”
Milorad Pavic/ Hazar Sözlüğü
Meseleye başlamadan önce, konumuz Alevi ibadet takvimi
ve uygulamaları veya farklı bir deyimle Alevi zaman ve mekan algıları olması
dolayısıyla belirtmek gerekir ki, alevi inanç öğretisi de dahil bütün kadim
kültürlerde gün, hafta, ay ve yıl algıları hesap itibarıyla, başlangıç-bitiş
algılarıyla farklıdır.
Bir gün, bugünkü modern uygulama ve algıdan farklı
olarak, güneş batınca bitmiş ve bu anlamda bir sonraki gün de güneş´in
batmasıyla başlamış olurdu. Yani günün birinci yarısı, başlangıcı akşam, ikinci
yarısı gündüzdü.
Örneğin, Alevi öğretisinde bir hafta içinde “Sewa
Yeniye/Cuma Akşamları” kutsaldır, dendiğinde Perşembe günü güneş battıktan
sonra başlayan akşam kastedilir ve Cuma´nın başlangıcı olarak, her hafta “Sewa
Yeniye/Cuma Akşamları” mumlar/çıralar yakılır; Alevilerin en önemli toplu
ibadet ritueli olarak Cem törenleri de Hızır ayında, Salı, Çarşamba, Perşembe
günleri tutulan 3 günlük orucun sonunda “Sewa Yeniye/Cuma Akşamları” yapılır;
yani Perşembeyi Cuma´ya bağlayan akşam.
Yine bir hafta, bugünkü uygulamalardan farklı olarak
Pazartesi´nden değil,
Pazar/Bazar´dan başlar ve Pazartesi/Dıseme/İkinci gün,
Salı, Seseme/Üçüncü gün, Çarşamba/Çharseme/Dörtdüncü gün,
Perşembe/Phonseme/Beşinci gün, Cuma/Yene, Cumartesi/Seme şeklinde sona ererdi.
Aynı şekilde bir ay, bugünkü uygulamalardan farklı
olarak “hesavé rast asmu/doğru aylar hesabı” diye isimlendirilen hesap gereği,
ay´ın hilal şeklinde yeni ay olarak görünmesi, iki hafta içinde dolunay olması,
sonraki ondört gün içinde ters hilal şeklinde zayıflayarak kaybolması ve
sonunda iki gün de gaib´de kalması biçiminde süregelen 30 günlük döngüsünü esas
alırdı.
Buna göre ay´ın hilal olarak göründüğü ilk gün ay´ın
1´idir; iki hafta sonrası dolunay, yani asma pır-poncase/ayın 14´üdür; ayın
ters hilal olarak göründüğü son gün ayın 28´i ve iki günlük gaib´den sonra
yeniden görünmesi de yeni ayın başlangıcıdır.
Bu hesap, bugünkü takvim ve ay uygulamalarıyla
kıyaslanarak yapıldığında yeni ayın, aşağı-yukarı 12 gün geriden gelerek
başlatılması şeklinde yapılır. Örneğin bugünkü takvimle Aralık ayının 13´ü
olduğunda Dersim takvimine göre Aralık ayı henüz 1 demiş olur. Ya da bugünkü
takvimle 21 mart geldiğinde, “hesave rast asmu/doğru aylar hesabı”na göre
Mart´ın 9´u oluyor.
Son olarak bir yıl da, başlangıç ve bitişiyle farklıdır.
Bugünkü takvimle Aralık bir yıllık döngünün son ayı ve Ocak da 1. ayıdır. Oysa
Dersim takviminde Mart ayı 1. aydır.
Bir yıllık döngü, hesavé rast asmu/doğru aylar
hesabı´na göre Mart ayında, dört aşamalı hawtomal uygulamalarının üçüncüsü olan
Newé Rozé Marti/Mart´ın 9´unda, yani tam da gece ile gündüzün eşitlendiği gün
bitmiş olur. Bu anlamda yılın 1. ayı Mart ayı ve ilk günü de Mart´ın 10´udur.
Pazar, Muhammed´in günüdür...”
Bava Kudız/ Erzincan
Dersim ibadet takviminde, bir yıllık döngü içinde, üç
kutsal ay olarak kabul edilen Khalo Gağan, Xızıro Xeylaşi ve Hawtomali
uygulamaları bir birini tamamlayan bir bütünlük ve sistematik oluşturur;
dolayısıyla da bir birinden bağımsız olarak anlaşılamaz.
Bir yıllık döngü içinde, güneş´in pozisyonuna göre
bunların yerleri belli ve sabittir; Gağan ayı, gecelerin uzama sürecinin sona
ererek günlerin uzamaya başladığı 21-24 Aralık´ta kutlanır. Asma Xeylaşi ya da
Asma Çeliye de denen Xızır ayı, yılın son ayı ve Hawtomal/Newé Marti
uygulamalarının olduğu Mart ayı da bir yıllık döngünün ilk ayıdır; aynı zamanda
da gece ile gündüz´ün eşitlendiği dönemdir.
Bu durumda Dersim ibadet takviminin 3 önemli ayı, bir
yıllık döngü içinde yılın bitişi ve yeni yılın başlangıcına şükran içeriği ile
şekillenir ve alemlerin 7 günde yaratılmasını temsil içeriğiyle anlamını bulur.
Bu kurgusallık Gağan, Xızır ve Hawtomal törenlerinde yerine getirilen bütün
uygulamaların da mantığını ve sembol dünyasını belirler.
Alevi inanç öğretisinin zaman ve alem kurgusunda,
mekan/hane olarak bu dünya sabittir, kalıcıdır; fakat dönen zamanın sultanı her
yıl değişir; bu anlamda her yılın bir sultanı vardır ve bu sultan günler
kısaldığı sürece, Aralık ayına kadar “yaşlanır” ve 21-24 Aralık sonrası
günlerin yeniden uzamaya başlamasıyla beraber gençleşerek yenilenir. Bu anlamda
dünya hanesi kalıcı, fakat zamanın sultanı gelip geçicidir; her yıl sonunda
yaşlanır ve başlangıcında da gençleşerek yeniden gelir.
Örneğin Gağan ayının en önemli ve en yaygın uygulaması
24 Aralık´ta günlerin uzamaya başladığı günün akşamı oynanan ve “Khalkek” ya da
“Khalık u Fatık” denilen oyundur. Bu oyunun temelde 3 figürü vardır; ancak
isteğe göre bu 3 temel sembolik karakter yanında başkaları da aksesuarlar,
maskeler takıp ya da abartılı makyajlar yapıp oyun ekibine katılabilir.
Bu törende üç genç erkek, üç ayrı karakter olarak
hazırlanır. Gençlerden biri çok eski, yırtık, sökük, yamalı, paramparça olmuş
giysiler giyer, sakal, bıyık takarak yaşlı bir erkek donuna girer. Gençlerden
ikincisi, yeni ve güzel kadın elbiseleri giyer, kaşını, gözünü, dudaklarını
abartılı bir şekilde boyayarak genç ve güzel bir kadın kılığına sokulur ve
gençlerden üçüncüsü de yine yeni ve güzel giysiler giydirilerek, fakat yüzü
siyaha boyanarak genç bir delikanlı olarak hazırlanır.
Bu üç figürden yaşlı erkek, geçen yılın yaşlı
sultanını temsil eder; güzel ve bakımlı kadın, bu dünya´yı yani hane´yi temsil
eder ve son olarak yüzü siyaha boyanmış genç delikanlı da, yeni gelen sultanı
temsil eder. Burada yeni gelen genç sultanın yüzünün siyaha boyanmışlığının sebebi
onun yıldızının “batın” alemde henüz yeni doğması ve bu zahir alemde henüz
zuhur etmemiş olması dolayısıyladır. Bu durumda Gağan ayında yeni yılın
sultanının yıldızı gaib´te doğmuş olur ve yeni sultan Mart ayında Hawtomal
uygulamalarının “Newe Marti/Mart dokuzu” yani Newroz uygulamalarıyla bu alemde
zuhur etmiş, görünmüş olur ve tahta oturur.
Bu üç temel figür hazırlandıktan sonra başka gençlerin
ve çocukların da katılımıyla hazırlanan tören alayı yola çıkar ve kapı kapı
bütün evleri gezerek “Khalık u Fatık” oyunu oynanır. Her evden yağ, un, şeker,
ceviz, çeşitli meyve kuruları gibi yiyecekler toplanır ve toplanan yiyecekler
köyün en fakir ailesinin evinde, bir eğlence havasında hazırlanarak o gece
beraber yenilir, içilir; sonra kalanlar da bu yoksul eve bırakılarak ayrılınır.
Buna göre yeni sultanın yıldızının gökte parlamaya
başlamasıyla yaradılış süreci de başlatılmış ve ışığın yaratıldığı 1.gün yani
Pazar günü yaşanmış olur.
Hızır ayında yaradılışın 2. ve 3. günleri yani
Dıseme/Pazartesi ve Seseme/Salı günleri yaşanır. Bu günlerde henüz “yer
tufan-gök duman”dır. Ve “Xızıré sere deyra u dengıji/Denizler, deryalar
üzerindeki Hızır” eliyle yer-gök yaratılmaktadır.
Hawtomali/Yedililer denilen dört aşamalı uygulamalar ile
de yaradılışın Çarşamba/Dördüncü günden sonraki süreçleri tamamlanır ve Mart
9´unda yeni sultan tahta oturmuş ve yeni yıl döngüsü de başlamış olur.
En başta da belirttiğimiz gibi Dersim ibadet
takviminin temel 3 kutsal ayı bir birinden ayrılmaz bir sistematik taşır; bütün
kurgusallıkta alemlerin 7 günde yaratılması süreci temsil edilir ve
Hawtomali/Yedililer uygulamasıyla da alemlerin 7 günde yaratılma süreci
temsilen tamamlanmış olur.
Kemal Kahraman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.